Vehbi Koç ile Sakıp Sabancı’nın nostaljik vergi sohbeti, vergi adaletsizliği yaşandığı belirtilen Türkiye’de gelinen sıkıntılı duruma işaret ediyor
Murat KAYA
Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz ve bu krizini etkilerinin giderilmesi yönünde çalışmalar, mali sıkıntı yaşayan halkın bir numaralı gündemini oluşturuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in enflasyonun etkilerini azaltmak için giriştiği vergi arttırıcı ve zam odaklı çalışmalar, düşük ve orta gelirli kesimin tepkisini çekerken, eleştirilerin bazıları da çok kazanmalarına rağmen vergi ödemediği düşünülen büyük şirketlerin sahibi zengin insanlara yöneliyor.
GİB’İN REKORTMENLER LİSTESİ’YLE GELEN “VERGİ” TARTIŞMASI
Tartışmaların seyrinin çoğaldığı bu ortamda, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) 2023 yılıyla ilgili dün açıkladığı rekortmenler listesi, tartışmalara farklı bir boyut getirdi. Listede yer alan kimi insanların adlarının yazılmasına izin vermemesi, bir dönem Türkiye’de en önemli iş insanları olan merhum Vehbi Koç ve Sakıp Sabancı’nın; bir ülkede vergi ödemenin önemiyle ilgili sözlerini hatırlattı.
“YÜK” OLARAK GÖRÜNEN VERGİ GERÇEĞİNİ TANE TANE ANLATTILAR
Bugün birçok insana “yük” olarak görünen vergi tahakkukunun, aslında müreffeh olmak ve sosyal devlet olma görevini yerine getirme derdi olan her devletin başvurduğu bir yöntem olduğu, insanları bezdirmeyen bir düzenlemeyle alınması halinde ülkenin yaşam standartlarını koruduğu bir gerçek. Bunu en iyi geçmişte merhum Vehbi Koç ve merhum Sakıp Sabancı’nın anlatmış olduğu görülüyor.
PD, gazeteci Uğur Dündar’ın 1984 TRT ekranlarında sunduğu bir programa katılan Koç Grubu Başkanı Vehbi Koç ile Sabancı Grubu Başkanı Sakıp Sabancı’nın vergiyle ilgili önemli şeyler söyledikleri nostaljik videosunu buldu.
Dönemin en büyük iş insanları, vergi gerçeğini tatlı tatlı, örnekler vererek anlatıyor ve insanların bundan kaçınmaması gerektiğine işaret ediyor.
AĞALARIN TATLI SOHBETİ
Ağalar, vergi ödemenin kutsallığından, bir ülke için ne derece önemli olduğundan ve müreffeh bir gelecek yaratmak için her bireyin vergi ödemesi gerektiğinden, tatlı sohbetleri ve yerinde örnekleriyle bahsediyor.
İkilinin bu tatlı sohbeti, Uğur Dündar’ın, “Pırıltılı hayat süren zenginlerden bahsediliyor fakat bu kişilerin vergi listelerinde adlarına hiç rastlamıyoruz. Siz nasıl karşılıyorsunuz bu durumu?” sorusuyla başlıyor.
VEHBİ KOÇ: BİZ NAMUSUMUZLA VERGİMİZİ ÖDÜYORDUK
İlk cevap veren Vehbi Koç, ABD’ye gidiş gelişlerinde bir ders aldığını belirterek, şunları dile getiriyor:
“Bana Amerika’da affedilmeyen iki suç olduğunu söylediler. Birisi vergi, birisi de başkasının mektubunu açıp okumak. Ve Amerika’da bir mecmua çıkıyor, Fortune mecmuası. Orada 500 tane sermaye ileri geleninin kazandığı para, verdiği vergiyi yazıyorlar. ‘Türkiye’de bunlar kazanır, vergi vermezler’ kanaati vardı. Halbuki biz namusumuzla vergimizi ödüyorduk.
Fortune mecmuasından bahsettim birilerine, ‘İlanı lazım’ dedim. En sonunda ilan etmeye karar verdiler. 1968’de 100 firma ilanı sonra 300’e çıktı, şimdi 500’e çıktı.”
TÜRKİYE’NİN AYAKTA DURMASI İÇİN HERKESİN ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMASI ŞARTI
Listenin yayımlanmasıyla kamuoyunun, kimin ne iş yaptığını, kimin ne para kazandığını ve ne vergi verdiğini gözleriyle gördüğünün altını çizen Koç, “Gözleriyle görüyor ona göre numara veriyor. Bu vergi işlerinde bu hareketimden dolayı memleketime hizmet edebildiysem mutluyum. Hakikaten vergi işinde Türkiye’nin ayakta durması için ilerlemesi için herkesin üzerine düşen vazifeyi yapmasının şart olduğu kanaatindeyim.
SAKIP SABANCI: VERGİ BİR LÜTUF, ATALET DEĞİL
Aynı soruya Sakıp Sabancı ise, “Efendim vergi bir lütuf, atalet değil. Verenden alınır, vermeyene bakılmaz. Bürokratlar, devleti idare edenler bu bilinçle işe bakacakları gibi, ‘Sadece vergiyi tahsilatta görevli de Maliye Bakanlığı’nın memurlarıdır’ deyip bizler sırtımızı dönmemeliyiz. Toplumun her kesimi, alayımız vergi tahsilatında kendimizi görevli addetmeliyiz” diyor.
SABANCI’NIN AL CAPONE ÖRNEĞİ
Başbakanla birlikte Amerika seyahatinden döndüğünü ve orada “Bu ülkede sadece 3 şeyin önü alınmaz” dendiğini hatırlatan Sabancı, “Biri ölüm, çaresi yok, ikincisi değişim, teknolojik gelişme, üçüncüsü de vergi. Bu üçünü toplumun bütün kesimleri yüreğine sindirmiş. Bir taksi şoförüne, ‘Vergi hatasından mı, trafik hatasından mı korkarsın?’ diye sormuştum. O da bana, “İkisi de aynıdır. Allah beni vergi hatası yapıp vergicilerle karşı karşıya bırakmasın’ demişti” şeklinde görüşünü paylaşıyor.
Amerika’da yakalanıp tutuklanan Al Capone örneğini de Türkiye’nin o çok benzediği tatlı diliyle “Alpagon” telaffuzuyla veren Sabanca, şöyle devam ediyor:
“Amerika’da Al Capone, cinayetler dizisinden hapishaneye düşmedi. Evinde eski mobilyaları satarken vergi usul hatası yaptı da yakalandı, hapse girdi, çıkamadı ve orada öldü. Hepimize güçlü hazine, sağlıklı, güvenilir Türkiye olması için vergi tahsilatında görevler düşer. Ey anneler, görevlisiniz. Hele Türk kadınlarına önemli görevler düşer. Çocuklara daha iyi mektep, hastalara daha iyi hastane isteyeceksek, bu görevin bilincinde olmalıyız.”
patronlardunyasi.com