Sadece bir hafta bu yiyeceklerden uzak durdu, kendini çok daha iyi hissettiğini söyledi!

Bağırsak Mikrobiyotası: Sağlığımızı Etkileyen Görünmez Organ

Bağırsaklarımızdaki trilyonlarca mikroorganizma, sağlığımızı düşündüğümüzden çok daha geniş bir yelpazede etkiliyor. Uzmanlar, bu “görünmez organ” mikrobiyotanın sadece sindirimi düzenlemekle kalmayıp; bağışıklık sisteminden ruh haline, uyku düzeninden nörodejeneratif hastalık riskine kadar sayısız işlevi yönettiğini vurguluyor.

Beslenme uzmanı Linda Jungwirth, mikrobiyotayı “genetik materyalle birlikte sindirim sisteminde yaşayan bakteri, virüs ve mantar topluluğu” olarak tanımlıyor.

Jungwirth’e göre bu canlı topluluk, diyet liflerini kısa zincirli yağ asitlerine dönüştürerek bağırsak sağlığını destekliyor; ayrıca faydalı bakteriler, bağışıklık hücrelerinin gelişimini teşvik edip patojenleri ayırt ederek kronik inflamasyon riskini azaltıyor.

Mikrobiyota olmadan yaşamak mümkün değil

Gastroenterolog Dr. Facundo Pereyra ise mikrobiyotanının ürettiği bütirat, K ve B grubu vitaminlerinin yanı sıra serotonin gibi nörotransmitterlerle beyin-bağırsak eksenini yönettiğini belirtiyor. Pereyra, “Mikrobiyota olmadan yaşamamız mümkün değil; bu nedenle ona ‘görünmez bir organ’ diyoruz” diyor.

Mikrobiyota dengesini bozan başlıca etkenlerse şöyle sıralanıyor:

  • Diyet: Rafine şeker ve işlenmiş gıdalar çeşitliliği kısıtlarken; lif ve fermente gıdalar, Akkermansia muciniphila, Bifidobacterium ve Lactobacillus gibi yararlı türleri destekliyor.
  • Antibiyotik Kullanımı: Geniş spektrumlu antibiyotikler, mikrobiyotik çeşitliliği aylarca hatta yıllarca zayıflatabiliyor; tedavi sonrasında probiyotik desteği öneriliyor.
  • Stres ve Uyku Düzeni: Yüksek kortizol seviyesi bağırsak geçirgenliğini artırıp dengesizliğe yol açarken; uyku eksikliği bu döngüyü tırmandırıyor.
  • Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz, mikrobiyota çeşitliliğini güçlendiriyor; hareketsiz yaşam ise zararlı türlerin çoğalmasına zemin hazırlıyor.

Mikrobiyota yaşam boyu dinamik bir yapıya sahip: Doğum şekli ve emzirme dönemi, çocukluk, yetişkinlik ve ileri yaşla birlikte kompozisyonu sürekli değişiyor.

Hasarlı mikrobiyota nasıl onarılır?

Hasarlı mikrobiyotayı onarmak için uzmanlar; kısa süreli eliminasyon diyetleriyle bağırsak dinlenmesi, prebiyotik ve probiyotik açısından zengin beslenmenin sürekli uygulanması, bol su tüketimi, düzenli egzersiz, kaliteli uyku ve stres yönetimini öneriyor.

Sindirim veya iltihap belirtilerinin görüldüğü durumlarda Pereyra, sindirim istirahati, kısa süreli bir eliminasyon diyeti (bir hafta boyunca glüten, süt ürünleri veya aşırı işlenmiş gıdalar yok) ve buna prebiyotik alımının da eklenmesiyle, kendi kendini onarma mekanizmalarının ve “iyi” bakterilerin üretiminin desteklenmesi öneriliyor.

Disbiyoz belirtileri yoksa gastroenterolog haftada 30 çeşit sebze ve günde en az bir fermente gıda içeren bir diyetin doğrudan uygulanmasını, ayrıca isteğe bağlı olarak prebiyotik veya probiyotiklerin de eklenmesini öneriyor.

İdeal mikrobiyota sorulduğunda Pereyra , bunun birbirleriyle denge içinde olan çok sayıda virüs, bakteri, mantar, arke ve parazit türü içeren çeşitli bir mikrobiyota olduğunu söylüyor.

“Bir veya iki tanesinin baskın olmasın, aksine uyum içinde bir arada var olsunlar,” diyor ve şöyle sonlandırıyor: “ Bağırsak sağlığını iyileştirdiğinizde, diğer her şey de iyileşir. Hipokrat’ın dediği gibi, her hastalık orada başlar.”

Related Posts

Mikroplastikler insan beynine kadar sızdı: Etkileri neler?

Bilim insanları, mikroplastiklerin insan beynine kadar sızdığını duyurdu.

Yaz geldi, neşeleri kaçtı: Evcil hayvanlara yaz rehberi!

Veteriner Hekim Serkan Eroğlu, son zamanlarda etkili olan bunaltıcı sıcaklardan hayvanları nasıl koruyabileceği konusunda bilgi vererek doğru bilinen yanlışlar hakkında uyardı.

Dr. Burak Çağrı Aksu: Kasık bölgesinde hissedilen ağrının nedeni kalça sorunları olabilir

Dr. Burak Çağrı Aksu: Kasık bölgesinde hissedilen ağrının nedeni kalça sorunları olabilir

Kırmızı yeşil ve sarı dolmalık biberlerden hangisi daha sağlıklı?

Renkleriyle sofraları süsleyen dolmalık biberler, sadece görsel değil, besinsel açıdan da dikkat çekici faydalar sunuyor. Peki Kırmızı yeşil ve sarı dolmalık biberlerden hangisi daha sağlıklı? İşte ayrıntılar…

Yağmur sonrası deniz enfeksiyonlarına dikkat!

Özellikle sağanak yağışların ardından denize girilmesinin, çeşitli sağlık risklerini de beraberinde getirdiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Öztürk, “Yoğun yağışların ardından dere, kanalizasyon ya da yüzey suları denizle buluşur. Bu sular, çeşitli mikroorganizmalar, bakteriler ve hatta parazitlerle yüklü olabilir. Bu da, çocuklarda mide-bağırsak enfeksiyonlarından kulak iltihabına, cilt döküntülerinden göz enfeksiyonlarına kadar birçok sağlık sorununa yol açabilir” dedi.

Aşırı sıcaklarda kalp krizi riski artıyor

Prof. Dr. Emre Durakoğlugil, yaz aylarında artan sıcaklıkların kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Durakoğlugil, sıcak havaların kalbin iş yükünü önemli ölçüde artırdığına vurgu yaparak, “Bu durum kalp krizlerini tetikliyor, özellikle risk grubundaki kişiler için tehlike çanları çalıyor” dedi.