İhracatçı yeni rotalar peşinde
Türkiye’nin İsrail’le ticareti tamamen durdurma kararının ardından ortaya çıkacak ihracat kayıpları alternatif pazarlar sayesinde giderilecek. Pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası küresel ticarette yaşanan daralmaya rağmen alternatif bölgeler bulmayı başaran Türkiye, İsrail’e yönelik aldığı kararın olası etkilerini en aza indirgeyecek potansiyele ve tecrübeye sahip. Avrupa Birliği (AB) ve Orta Doğu gibi geleneksel pazarların yanında Körfez’le normalleşen ilişkiler sayesinde ihracat artışının süreceğine işaret ediliyor.Mısır’a yönelik yeni ihracat olanakları ve son 10 yıldaki Afrika açılımının da Türkiye’nin lehine olduğuna dikkat çekiliyor.
Türkiye’nin uyguladığı yaptırımların ardından İsrail’in yeni tedarikçi bulma sıkıntısı yaşayacağı da biliniyor. Zira, daha önce ucuza ve kaliteli olarak Türkiye’den temin ettiği ürünleri şimdi İsrail; uzak pazarlardan daha pahalıya alacak. Kızıldeniz krizinin yaşandığı, navlun fiyatlarının arttığı, küresel ticarette daralmanın yaşandığı bir ortamda İsrail’in zor durumda kalacağına vurgu yapılıyor. Öte yandan, iki ülke ekonomik ilişkileri İsrail’in Gazze’ye yönelik acımasız saldırılarına paralel azalarak bugüne kadar geldi. İsrail ile Türkiye arasındaki ticaret hacminde işgalin başladığı Ekim 2023’ten itibaren dikkat çekici bir düşüş yaşandı. Hatta İsrailli firmalar, aylar öncesinde söz konusu gerilemenin ülke ekonomisine ciddi zarar vereceği yönünde açıklamalarda bulunmuştu. Pazar ağını her zaman artırarak ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran Türk ihracatçıların yöneldikleri alternatif ülkeler kısa sürede İsrail’in yerini aldı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre; İsrail’e nisanda yapılan dış satım, işgalden önceki eylül ayına kıyasla yüzde 39,42 azalarak 461,9 milyon dolardan 279,8 milyon dolara kadar indi. İsrail, eylül ayında çelik sektörünün en fazla ihracat yaptığı ikinci ülkeyken, nisanda 22’nci sıraya düştü. Çelik sektörünün eylülde 92,4 milyon dolar olan ihracatı nisan ayında yüzde 82,46 azalarak 16,2 milyon dolara geriledi. Söz konusu süreçte çelik sektörü, İsrail yerine özellikle Almanya, ABD ve Irak’a yöneldi.
Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatında İsrail en çok dış satım yapılan 8’inci ülke iken nisan ayı itibarıyla 14’üncü sırada bulunuyor. Eylülde yaş meyve ve sebze sektörünün en fazla dış satım yaptığı 5’inci ülke olan İsrail, nisanda 36’ncı sıraya kadar çekildi. Ülkeye, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatı 33,1 milyon dolardan 15,3 milyon dolara; yaş meyve ve sebze sektörünün dış satımı da 10,3 milyon dolardan 426 bin dolara indi. İsrail’in yerine hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektöründe Suriye, Almanya, Libya, Venezuela; yaş meyve ve sebzede ise Ukrayna, Polonya ve Bulgaristan öne çıktı.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşmasının İsrail’le yapılan ticarete bağlı olmadığını, bunun ötesinde bir çerçeve taşıdığını vurguladı. Avdagiç, “İsrail ile ticareti tamamen durdurmamızın amacı, bu ülkeyi “kalıcı ateşkese” zorlamak ve “Gazze’ye kesintisiz yardımların” bir an önce başlamasını sağlamak. Bundan sonra açık ki, ticareti yeniden başlatmak İsrail’in atacağı adımlara bağlıdır. Bu sürede iş dünyamızın ve hükümetin yapacağı çalışmalar, muhtemel kayıpları en aza indirecektir. Kazanacağımız yeni pazarlar, İsrail ile ticareti tamamen durdurmadaki gücümüzü ve kararlılığımızı gösterecektir. İhracatının büyük bölümünü İsrail’e yapan firmalarımızın önümüzdeki süreçte üretimden kopmamaları için desteklenmeleri yerinde olacaktır” dedi.
İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, devletin ticaret yasağı kararına saygı duyduklarını, karşı tarafta ciddi bir zulüm ve soykırım olduğunu dile getirdi. Taycı, “Bunun neticesinde ticari faaliyetlerin durdurulması da zulmün önüne geçme noktasında bir engel ise biz tabii ki bu adımı sonuna kadar destekliyoruz. Yani buradaki ticari kaybımızı önemsemeksizin destekliyoruz. Bizler yine üreticiler olarak ihracat kaybımızı karşılamak üzere hem bölgemizde hem de dünyanın diğer bölgelerinde hızla pazar arayışına girmemiz lazım diye düşünüyorum. Şu anda ben İsrail’e şu kadar mal satıyordum diye üzülmenin artık hiç kimseye bir faydası yok. Yapmamız gereken hemen numunelerimizi ve bavullarımızı elimize alıp sahaya çıkmak” diye konuştu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, hükümetin aldığı kararı takdirle karşıladıklarını belirterek, “Orada Müslüman kardeşlerimize yapılan uygulamalardan biz de çok büyük üzüntü duyuyoruz. Uzun yıllardan beri İsrail’le olan ticaretimiz ve alınmış işlerle ilgili ciddi mağduriyet söz konusu. Özellikle metal, alüminyum ve mutfak sektörünün birçok alınmış projeleri bulunuyor. Firmalarımızın mağduriyetleri giderecek bir çözüm noktasında hükümetimizin alacağı kararları beklemekteyiz. Biz kaybı telafi edecek yeni pazarlar ararız. İhracatçılar Birliği olarak dünya pazarlarında muhakkak alternatif pazarlar bulunarak onu telafi etme yönünde çalışmalarımıza devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
Türkiye’den otomotiv de ihraç edilmeyeceği için bu konuda ülkemize bağımlı olan İsraillerin binecek araç bulamayacak hale gelebileceği değerlendiriliyor. Çünkü Türkiye, Orta Doğu pazarının üretim ve dağıtım üssü konumunda. Bölgenin otomotiv ihtiyacının çoğu buradan karşılanıyor. Türkiye’nin İsrail’e yaptığı otomotiv ticareti yıllık 600 milyon doları geçiyor. İsrail’e karşı ticaretimizde en avantajlı sektör olan otomotivde 2022 ihracatımız binek araçlarda 561 milyon 581 bin doları gördü. Bu rakam 2011’de yıllık 343 milyon 993 bin dolardı. Her yıl artarak devam eden otomotiv ihracatında Türkiye net satıcı pozisyonunda. Verilere göre; İsrail’den aldığımız otomotiv ve yedek parça miktarı ise yalnızca 1 milyon 481 bin dolar seviyesinde. İsrail otomotiv ticareti yaptığımız ülkeler arasında ilk 20 ülke arasında iken, tam sıralamada 11’inci sırada bulunuyor.
İsrail’in Türkiye’den satın aldığı otomobillerin yüzde 60’ı binmeye hazır bitmiş ürün durumunda. Ticaret Bakanlığı istatistiklerine göre; 2022’de alınan binmeye hazır otomobillerin parasal karşılığı 393 milyon 877 bin dolar olarak hesaplandı. İhracatın kalan 168 milyon dolarlık kısmını otomotiv yedek parça ve aksesuarları oluşturuyor. Otomotiv sektöründe İsrail’den neredeyse sıfıra yakın ithalat yapılıyor. Türkiye’nin üretim üssü olması ve ithal markaların da dağıtım ağının ülkemizde bulunması İsrail’in otomotiv konusunda elini kolunu bağlıyor.