DEM Parti’nin Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 10 Ekim Katliamının 100’üncü ayı dolayısıyla Ankara Garı önünde yapılan anmaya katıldı. 10 Ekim 2015’te Ankara Gar Katliamı’nda IŞID’ın saldırısıyla 140 kişinin hayatını kaybettiği saldırı hakkında konuşan Hatimoğulları, “Ankara’nın göbeğinde IŞİD’in hücrelerinin önünün nasıl açıldığını iyi biliyoruz” dedi.
“Ankara’da Gar Katliamında barış güvercinlerini katlettiler. Antep düğününde halkımızı katlettiler. Taksim’de sokakta gezen yurttaşımızı katlettiler. Suruç’ta devrimci yoldaşlarımızı katlettiler. Bizler bu acıları unutmadık ve unutturmayacağız. ” diyen Hatimoğulları, Bu katliamların Türkiye’de kurulmak istenen “faşizmi” tesis etmek için mevcut iktidar tarafından “korunduğunu” iddia etti.
Hatimoğulları, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
IŞİD’in burada gerçekleştirdiği birçok katliamı çözmek için o davanın tutanakları tek tek okunmalı
Bizler 10 Ekim’i unutmadık, unutturmayacağız. Bu konuda çok büyük emek veren, davayı saniyesi saniyesine izleyen ve oldukça olumlu sonuçlar açığa çıkaran avukatlara, ailelere ve 10 Ekim Barış Derneğine hepimiz adına teşekkürlerimi sunuyorum. Bunu neden söyledim? Katliam gerçekleştikten sonra devam eden davanın ilk birkaç yıl neredeyse her duruşmasını takip eden bir yoldaşınızım. Orada verilen emeğe, katliamda yaşamını yitiren bütün arkadaşlarımız için nasıl hesap sorulduğuna tanıklık ettik. Bugün IŞİD’in Türkiye’ye nasıl çöreklendiğini anlamak için, IŞİD’in burada gerçekleştirdiği birçok katliamı çözmek için o davanın tutanakları tek tek okunmalıdır. Antep’te bu işin nasıl hazırlandığını, işin içinde Antep Emniyet Müdürlüğünün nasıl olduğunu, MİT’in bu işin önünü nasıl açtığını o dosyanın tutanakların okuduğunuzda tek tek görürsünüz.
“Ankara’nın göbeğinde IŞİD’in hücrelerinin önünün nasıl açıldığını iyi biliyoruz”
2015’ten bu yana Türkiye’de değiştirilmek istenen siyasi iklim için çok canımızı kaybettik. Onlar bizleri katlettiler. Ankara’da Gar Katliamında barış güvercinlerini katlettiler. Antep düğününde halkımızı katlettiler. Taksim’de sokakta gezen yurttaşımızı katlettiler. Suruç’ta devrimci yoldaşlarımızı katlettiler. Bizler bu acıları unutmadık ve unutturmayacağız. İşte Türkiye’de şu anda tesis edilmekte olan faşist rejim için bu katliamlar gerçekleşti. Bu atmosfer böyle belirlendi. IŞİD’in sadece Ortadoğu’nun diğer ülkelerinde iin değil, Türkiye’de de faşizmi tesis etmek için mevcut iktidar tarafından nasıl kullanıldığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Şu anda Ankara’nın göbeğinde IŞİD hücrelerinin, kolluk kuvvetleri ve MİT tarafından bilindiği halde, örgütlenmesinin önünün nasıl açıldığını da gayet iyi biliyoruz.
“Bizleri katlederek faşizmi bu ülkede tesis edeceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz”
Bu iktidarın Türkiye’de faşizmi tesis etmesi için IŞİD’in nasıl kullanışlı bir aparat haline getirildiğini gayet iyi biliyoruz. Buradan bu iktidara bir kez daha sesleniyoruz. Bizleri katlederek faşizmi bu ülkede tesis edeceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu ülkenin yüzde 50’sinden fazlası sana biat etmedi, senin faşist rejimine eyvallah etmedi, senin faşist rejimine karşı diz çökmedi. Dimdik ayaktayız. Acılarımızı sağaltarak ayaktayız, örgütlenerek ayaktayız. Toplum olarak sana biat etmeyerek ayaktayız ve sana karşıyız.
“10 Ekim Gar Katliamında yitirdiğimiz canlarımızı kimse yüreğimizden koparamayacak”
Bakın hemen karşımda kadınların elleriyle ilmek ilmek ördüğü 10 Ekim Gar Katliamında yitirdiğimiz canların isimleri var. İşte orada nasıl o isimler ilmek ilmek örülmüşse, bizim yüreğimizde ve bu ülke tarihinde de bu isimler ve diğer bütün katliamlar böyle ilmek ilmek örülecek ve kimse onları yüreğimizden ve tarihin sayfalarından asla koparamayacak. Bunun için unutturmamaya devam edeceğiz. Bunun için onları anmaya devam edeceğiz. Çünkü onları anmak, aynı zamanda faşist otoriter rejime karşı çıkmaktır. Onların her biri, bir barış güverciniydi. Bu ülkede yaşanan çatışmaların bitirilmesi için Türkiye’nin dört bir yanından otobüslere binerek geldiler ve burada mitinglerini gerçekleştirmek istediler. Onlar Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü için, ekmek bulamayan yurttaşlarımız için, emeğinin hakkını almayan işçiler ve emekçiler için, şiddet gören ve katledilen kadınlar için, geleceksizleştirilmiş ve göçe zorlanmış gençler için, bu ülkede yaşayan bütün halklar, inançlar, ezilenler ve sömürülenler için bir barış güvercini oldular ve bu alanda kanatlanarak gökyüzüne uçtular.
“Her gökyüzüne baktığımızda onları göreceğiz”
Gökyüzüne her baktığımızda onları göreceğiz. Onların her biri gökyüzünde bir yıldız ve asla onları unutmayacağız, unutturmayacağız. Hepinizin huzurunda bir kez daha yitirdiğimiz bütün barış güvercinlerini, canlarımızı saygıyla anıyorum. Tam da uğrunda yaşamını yitirdikleri barış, eşitlik ve adalet için, bu mücadeleyi sonuna ve zafere ulaştırana dek onların davası bizim davamızı daha da büyütecek, onların görüşleri bizim görüşlerimizi daha da perçinleyecek. Onların inancı ve kararlılığı bizlerin mücadele azmini daha da güçlendirecektir. Sözümüz olsun ki demokratik, özgür ve eşit bir ülkeyi tesis edene, barışı bu ülkede tesis edene dek mücadelemiz devam edecek.”